Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
General | ||
General | black [uk] n. | siyah havai fişek |
General | black [uk] v. | işçi sendikası eylemi kapsamında boykot etmek |
General | black [uk] adv. | son derece |
General | black [uk] adv. | aşırı derecede |
Industry | ||
Industry | black [uk] adj. | işçi sendikası eylemi kapsamında boykot edilen |
Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
General | ||
General | black treacle [uk] n. | melas |
General | black-a-vised [uk] adj. | esmer |
General | black-coated [uk] adj. | beyaz yakalı |
Colloquial | ||
Colloquial | black hole of calcutta [uk] n. | sıkış tıkış yer |
Music | ||
Music | mobo (music of black origin) [uk] abrev. | her yıl afro-amerikan kültürüne ait çeşitli müzik türlerindeki müzisyenlere ve sanatçılara verilen çeşitli ödüller |